OSTEOPOROZ
1. Osteoporoz nedir?
Kırık riskinde artışın eşlik ettiği giderek artan kemik kaybıdır. Kelime anlamıyla delikli kemik manasındadır. Hastalığın yıllar boyunca farkına varılmaz, kırık izlenene kadar herhangi bir rahatsızlık veya semptom olmayabilir. Osteoporoz sıklıkla kambur (yuvarlak sırt) oluşumuna sebep olur.
Şekil 1: Osteoporoza bağlı zayıflamış vertebralardaki kısmi çökmeye bağlı boy kısalması ve yuvarlak sırt görünümü
Yaşlanma ile kemikler giderek incelir. Osteoporoz kemiklerin giderek zayıfladığı bir hastalıktır, kolayca kırılabilirler. Kırıklar genelde kalça, omurga ve el bileğinde oluşur. Düşme en sık kırık sebebidir, ancak ileri hastalığı olanlarda basit ev işlerini yaparken de kırıklar oluşabilir.
2. Osteoporoz nedeniyle endişe etmeli miyim?
Osteoporoza bağlı kemik kaybı sıklıkla omurgada, ön kol distalinde el bileği seviyesinde, kalçalarda ve uylukta izlenir. İki kadından biri ve dört erkekten biri 50 yaşından sonra osteoporoz kaynaklı kırıkla karşılaşır. Bunların çoğu kalça, omurga, el bileği, kol ve bacakta izlenen ağrılı kırıklardır ve düşme sonucu oluşurlar. Basit ev işlerini yaparken bile kemikler osteoporoza bağlı zayıflamışsa omurgada kırık oluşabilir.
Şekil 2: Normal omurga (sol), osteoporoza bağlı kısmi (orta) ve belirgin (sağ) yükseklik kaybı.
En ciddi ve güçten düşüren osteoporotik kırık kalça kırığıdır. Kalça kırığı geçiren ve öncesinde bağımsız yaşayan bu hastaların çoğu genelde aile yardımına veya evde tedavi uygulamasına ihtiyaç duyarlar. Bu hastaların neredeyse tümü yürümek için bir kaç ay boyunca bir yardımcı cihaza ihtiyaç duyarlar. Yaklaşık olarak hastaların yarısı yardımcı yürüme cihazlarını ev içinde veya dışarıda sürekli kullanmak zorunda kalırlar.
3. Osteoporozun sebebi nedir?
Osteoporozun kesin sebebi bilinmese de hastalığa yol açan bir çok majör faktör tespit edilmiştir.
Yaşlanma
Yaşlanma ile birlikte kemik kütlesinde azalma izlenir. Otuzlu yaşlarda vücudumuz eskisi ile değiştirmek için yeni kemik yapar. 35 yaşından sonra vücutta yeni kemik yapımı azalır. Yaşlılarda kemik kitlesi azalır ve kırık riski artar. Kemik kaybının 35 yaşında başlaması herkes için genel kuraldır.
Kadınlarda menopoz sonrası östrojen yapımı azalır, kalsiyum kaybı menopoz sonrası progresif olarak artar. Bu durum östrojen hormonundaki azalmaya bağlıdır.
Kalıtsal Yatkınlık
Ailesinde kırık öyküsü olanlarda, küçük-ince vücut yapısına sahip olanlarda, açık tenlilerde, Kafkasya veya Asya etnik kökene sahip olanlarda osteoporoz riski artabilir. Genetik yatkınlık neden bazı insanlarda erken yaşta osteoporoz oluştuğunu anlamamızı kolaylaştırır.
Vücut boyutu
Küçük ve ince yapılı bireyler daha fazla risk altındadır.
Yaşam stili ve Beslenme
Kötü beslenme (yetersiz kalsiyum alınması ve zayıf vücut) ve sedanter yaşam tarzı osteoporoz ile ilişkilidir. Aynı zamanda sigara ve aşırı alkol kullanımı da osteoporoz gelişiminde etkilidir.
Kullanılan İlaçlar ve diğer Hastalıklar
Steroid kullanımı gibi ilaçların kullanımı ve tiroid hastalıkları ve bazı medikal hastalıklarla osteoporoz gelişiminin bağlantısı vardır.
4. Osteoporoz oluşumunu veya mevcut hastalığın ilerlemesini nasıl önleyebilirim?
Kemik canlı bir dokudur ve esas olarak kalsiyum ve proteinden oluşmuştur. Sağlıklı kemik daima yenilenir ve şekillenir. Yani vücut tarafından küçük miktarda emilir ve sonrada aynı miktarda yeni kemik yapılır. Şayet yerine konulandan daha fazla kalsiyum kaybolursa kemiğin yoğunluğu azalır ve kemik giderek zayıflar ve hatta kırık riski ortaya çıkar.
Osteoporoz delikli kemik demektir. Kemik yıkımı kadar yapımının mevcut olmadığı durumda ortaya çıkar.
Osteoporozu önlemek veya ilerlemesini yavaşlatmak ve osteoporoza bağlı oluşan kırıklardan kendinizi korumak için günlük diyetinizde uygun miktarda kalsiyum ve D vitamini almalısınız, düzenli egzersiz yapmanız gerekir.
Kalsiyum
Büyüme dönemlerinde vücudunuz güçlü kemikler oluşturmak ve yeterli kalsiyum depoları oluşturmak için kalsiyuma ihtiyaç duyar. Gençlik döneminde güçlü kemiklerin yapılması geleceğe yapılan iyi bir yatırımdır. Büyüme döneminde yetersiz kalsiyum alındığında gelecekte yani yaşlılıkta osteoporoz gelişimine katkıda bulunabilir.
Yaşınız ve sağlık durumunuza bakılmaksızın sağlıklı kemikler için kalsiyuma ihtiyacınız vardır. Büyüme sonrası dönemde de kalsiyumun diyette bulunması gerekir çünkü vücutta her gün kalsiyum kaybı olur. Kalsiyum menopoz sonrası yavaşça gelişen kemik kaybını tek başına engelleyemese de kemik kalitesinin korunmasında temel rol alır. Menopoza giren veya zaten osteoporozu olan kadınlarda bile diyetle kalsiyum ve D vitamini alımı arttırılırsa kırık riski azaltılabilir.
Yaşınıza ve diğer faktörlere bağlı olarak ne kadar kalsiyuma ihtiyacınız olduğu değişir. Uluslar Arası Bilim Akademisi günlük kalsiyum alımı ile ilgili olarak aşağıdaki tavsiyelerde bulunmuştur;
Yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri mükemmel kalsiyum kaynağıdırlar. Yaklaşık 250 gr süt içinde 300 mg kadar kalsiyum vardır. Diğer diyetsel kalsiyum kaynakları; kılçıklı sardalya, yeşil yapraklı sebzeler (brokoli, kara lahana gibi).
Şayet diyetiniz yeterince kalsiyum içermiyorsa diyet takviyeleri yardımcı olabilir. kalsiyum takviyesi almadan önce mutlaka doktorunuzla konuşun.
Vitamin D
Bağırsaklardan kalsiyum emilmesine yardımcı olur. Tavsiye edilen günlük D vitamini miktarı 19-70 yaş arasında 200-600 IU'dir (IU: internasyonel ünite). 70 yaşından sonra vücut günde 800 IU D vitaminine ihtiyaç duyar. Haftada 5-15 dakika güneşe maruz kalmak genelde yeterli olur. Bu mümkün değilse takviye gerekebilir. Takviyeli süt ürünleri mükemmel D vitamini kaynağıdır (1 bardak süt 100 IU D vitamini içerirken multivitamin 400 IU D vitamini içerir). Şayet diyetiniz yeterince bu besini içermiyorsa vitamin takviyesi yapılabilir. D vitamin takviyesi almadan önce doktorunuzla görüşün. Çok fazla D vitamini toksik olabilir.
Düzenli Egzersiz
Kaslardaki gibi kemiklerinde yeterince güçlü kalmak için D vitaminine ihtiyaç duyar. Kaç yaşında olduğunuza bakmaksızın sağlık yönünden diğer faydalarını yanı sıra kemik kaybının minimize edilmesinde yardımcıdır. Orta seviyede düzeli yapılan egzersizler (haftada 3-4 kez) osteoporoz önlenmesi ve tedavisinde etkilidir. Yürüme, koşu, dağ yürüyüşü, merdiven çıkmak, dans etmek, koşu bandı egzersizleri ve ağırlık kaldırma muhtemelen en iyi egzersizlerdir. Kırık oluşumunda temel sebep %50 oranında düşmedir. Kemik yoğunluğunuz düşük değerde olsa bile düşmeleri engellerseniz kırık oluşumunu da engellersiniz. Denge eğitimini vurgulayan programlar, Özellikle tai chi, önemlidir. herhangi bir egzersiz programına başlamadan önce mutlaka doktorunuzla görüşün.
Önerilen yüklenme aktiviteleridir, burada kastedilen ayağın üzerinde yapılan, kemik ve kasların yer çekimine karşı çalıştığı aktivitelerdir. Bu tür aktiviteler sonrasında kemiklerde daha fazla hücre oluşur ve kemikler daha sağlam hale gelir. Bu yüklenme aktiviteleri özetle şunlardır;
5. Osteoporoz nasıl tanınır?
Tanı doktorunuz tarafından medikal öykü, fizik muayene, iskelet sistemi röntgeni, kemik yoğunluğu ölçümü ve özel laboratuvar testleri kullanılarak konulur. Doktorunuz sizde kemik kitlesinde azalma tespit ederse kemik kaybına yol açabilen osteomalazi (anormal kemik mineralizasyonunun izlendiği metabolik kemik hastalığı) veya hiperparatroidi (Paratiroid bezlerinin aşırı aktivitesi) gibi diğer hastalıkları ekarte etmek için ilave laboratuvar testleri isteyebilir.
Kemik dansimetresi güvenli bir x-ray tekniğidir. Sizin ölçülen kemik dansitenizi sizinle aynı cins ve etnisiteye sahip olan 20-25 yaşına erişmiş kişilerdeki ölçümlerin ortalama zirve dansite değeri ile kıyaslar.
Kemik dansimetresi genelde menopoz dönemindeki kadınlarda ölçülür. Çünkü bu dönemde kadınların vücudunda östrojen yapımı azalır. Vücudun farklı alanlarındaki kemik kaybını ortaya koymak için birkaç farklı tipte kemik dansimetresi kullanılır. Dual-enerji x-ray absorpsiometrisi (DEXA) en doğru ölçüm yapan metotlardan birisidir. Fakat diğer yöntemlerde osteoporozu tespit edebilir; single photon absorpsiometrisi (SPA), nicel kompüterize tomografi (QCT), radyografi absorpsiometrisi ve ultrason. Doktorunuz sizin için hangi yöntemin uygun olduğunu belirleyecektir.
65 yaş üzerindeki kadınlar ve 70 yaş üzerindeki erkeklerde kemik dansitometri testi yapılmalıdır.
6-Osteoporoz nasıl tedavi edilir?
Kaybolan kemiği yerine koyamayacağımız için tedavi daha fazla kemik kaybı olumunu önlemeye odaklanmıştır. Bu tedavi esasen bir takım çalışmasıdır; dahiliyeci, ortopedist, jinekolog, endokrinolog bir arada olmalıdır.
Beslenmenin düzenlenmesi, egzersiz ve sağlıklı yaşam tedavi planlamasında ana unsurlar olsa da başka tedavilerde vardır.
Ancak tedavi gerekene kadar beklemektense proflaksi tercih edilir. Büyüme veya gençlik döneminde diyetle yeterince kalsiyum ve D vitamini alınması, düzenli yüklenme egzersizleri kemikleri güçlendirir. Kemik kaybını arttırdığı için sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmak gerekir.
Kemik kaybının başlangıç aşamasında tespiti ve erken tedaviye başlanması hayati önem taşır. Ancak unutmayalım ki kırık sonrasında bile başlanılan tedavinin gelecekte yeni kırıkların önlenmesinde katkısı olacaktır.
Östrojen replasman tedavisi (ERT)
Yüksek osteoporoz riski olan kadınlarda kemik kaybı ve kırık riskini azaltmak için kullanılması önerilir. Menopoz başlangıcında kemik dansite tayini ERT'nin sizin için uygun olup olmadığına karar vermede yararlı olacaktır. Hormonlar aynı zamanda kalp hastalığını önler, bilişsel işlevselliği arttırır, üriner fonksiyonları iyileştirir. ERT bazı riskler taşır; göğüs kanseri riskini arttırır. ERT'nin risk ve yararları arasındaki dengeyi doktorunuzla konuşarak tedaviye karar verebilirsiniz.
Selektif östrojen reseptör modülatörleri
Yeni anti östrojenler SERMs (selektif östrojen reseptör modülatörleri) olarak bilinirler. SERMs kemik kitlesini arttırabilir, omurga kırığı riskini azaltır ve göğüs kanseri riskini azaltır.
Kalsitonin
Kemik kaybını azaltan diğer bir ilaçtır. Nazal sprey formu kemik kitlesini arttırır, omurga kırık oluşumunu azaltır, ağrının biraz azalmasını sağlayabilir.
Bifosfonatlar
Kemik kitlesini belirgin oranda arttırırlar, omurga ve kalça kırık riskini anlamlı oranda azaltırlar. ERT, SERMs, Kalsitonin ve Bifosfanatların tümü birden kemik kitlesini arttırmakla kalmaz kırık riskini de azaltır. Ancak tedavi gerekene kadar beklemektense proflaksi tercih edilir.
Kaynaklar